90'lı yıllara gelindiğinde,müzik dünyasında yeni bir akım kendini göstermeye başlamıştı.Bu,Punk patlamasından bu yana.kayda değer tek köklü müzik akımıydı.Bu akımın ileri gelenleri;sinirli,topluma yabancılaşmış, 'kaybetmekten' bıkmış ve artık kaybedecekleri bir şeyin kalmadığına inanan insanlardı. Onlar yitik kuşağın;80'li yılların gençliğinin kaynama noktasıydı...Bir sonun başlangıcıydı aslında onlar. Onlar, Grunge'dı. Bu akımın en önde gelen temsilcisi Nirvana'ydı.Öyle ki ; Grunge denince akla tabii ki Kurt Cobain geliyordu.Kurt, hayatı acılarla geçmiş bir insandı. Hayatından geçen bu acılı günler , ona şair ve müzisyen bir ruh bırakmıştı.Ama keşke kendini bu müzisyen ve şair ruhla ifade etmeye devam etseydi....hayatındaki en iyi arkadaşı olan,Yugoslav kökenli Chris Novoselic ile tanıştı ve Nirvana bu şekilde hayat bulmaya başladı. Bu tanışmadan sonra, zaten müziğe ilgi duyan bu iki arkadaş, bir müzik grubu kurmaya karar verdiler... 1986'da başarısız bir demonun ardından, Sub Pop ile anlaşan grup, 1988'de ilk singleları olan 'Love Buzz' piyasaya sürdüler.1989'da fazla bir başarı gösteremeyen 'Bleach' adlı albümlerinin kayıtlarını tamamlayarak piyasaya sürdüler. 1990'da Nirvana'ya bir Punk grubu olan Scream'den, çok iyi bir baterist olan Dave Grohl katıldı. Böylece esas kadroya da kavuşulmuş oldu. Bir yıl sonra ise, Sonic Youth'un bir elemanı olan Thurston Moore'un Geffen'e Nirvana'yı tavsiye etmesi üzerine grup, Indie statüsünden kurtuldu. Ertesinde Nevermind'ın kayıtlarını tamamladı ve piyasaya sürüldü. Albüm Billboard'a 144 numaradan girdi. Grup giderek tanınmaya başlıyordu. Fakat asıl bomba, Kasım 1991'de single olarak piyasaya sürülen 'Smells Like Teen Spirit' le patladı. Bunun üstüne bir de Pearl Jam ve Red Hot Chili Peppers'la Avrupa turuna çıkılması, yükselişlerini hızlandırdı ve Micheal Jackson'ın 'Dangerous' albümünü yerinden ederek 1 numaraya atladı. Bütün bunlarla grup bir anda dünya gündemine oturdu. Gaza gelmiş olan MTV 'Smeels Like Teen Spirit' i gün boyunca yayınlıyordu. Gruba, televizyon programlarından teklifler yağıyor; büyük bir Nirvana çılgınlığı yaşanıyordu. Dünyanın en çok izlenen talk şovu olan Saturday Night Live'da, Chris ve Kurt'un birbirlerine Fransız öpücüğü vermesi ise bir skandal olarak nitelendirildi.Fakat bu, gene de Nirvana çılgınlığının önüne geçemedi. Bütün bu Nirvana ve Kurt Cobain çılgınlığı Kurt'ü rahatsız etmeye başlamıştı.O, müzik yıldızı olmak değil, sadece bir müzisyen olmak istiyordu. İnsanların bu tavırlarına bir türlü anlam veremiyordu. Kurt ve 'Hole'un vokalisti Courtney Love, 24 Şubat 1992'de evlendiler ve aynı yılda 'Incesticide' müzik marketlerindeki yerini aldı. Bu zamanlarda; ardı ardına çıkan dedikodulara, bir de Kurt'un mide yakalanmış olduğu hastalıktan kaynaklanan mide krizleri, aşırı dozlar ve aile kavgaları eklenince, sinirler iyice geridi. Artık sona yaklaşılıyordu........ Geffen'la çıkan türlü anlaşmazlıklara rağmen, üçüncü albümleri 'In Utero' 13 Eylül 1993'de piyasaya sürüldü ve albüm kısa sürede Billboard'da 1 numaraya oturdu.Grup albümün ilk 45'liği olarak 'Rape Me'i yayınlamak istemesi, Geffen'la aralarını iyice açtı. Kısa bir süre sonra Gaffen'ın geri adım atmasıyla 'All Apologies' ve 'MV' adlı parçalarla birlikte 'Rape Me' 45'lik olarak yayınlandı. İlerleyen zamanla Kurt'un psikolojisi iyice bozuluyordu. Ve ilk intihar girişimini de tam bu sıralarda; 3 Mart 1994'de ,60'ın üzerinde hap alarak yaptı. Sabaha karşı hastaneye kaldırılan Kurt , bu sefer ucuz atlatmıştı.Hızını alamayan Kurt, bu sefer de uyuşturucuya yüklenmeye başladı. Arkadaşları ve karısı, onun uyuşturucudan kurtulması için ne kadar çabalasalarda boşunaydı. 18 Martta bir başarısız intihar girişiminde daha bulundu.Bu olaydan sonra Kurt kayıplara karıştı.Herkes onu arıyordu fakat hiç bir yerde bulunamıyordu. 8 Nisan Cuma günü, bir elektrikçi tarafından, Kurt'ün uyuşturucu yüklü vücudu, Lake Washington'daki evlerinde bir intihar mektubuyla beraber bulundu.Kurt kendisini silahla vurmuştu...... Bu büyük şair ve müzisyenin kendini bir intiharla ifade etmesi gerçekten çok üzücü bir olaydır.Hayatını, elinin tersiyle itecek kadar aksi olması elbette onun suçu değildi.İnsanlar her zamanki gibi hatalarını gene iş işten geçtikten sonra anladılar....... Kurt sustu sustu ve büyük bir gürültüyle konuştu... Ama insanlar sadece izledi, dinlemedi.....